Ayna bu hafta kutsal topraklardan seslenecek sizlere. Peygamber Efendimizin hicret ettiği şehir Medine-i Münevvere’yi birlikte gezeceğiz.
İslam’ın ilk mescidi Kuba mescidi. Medine’ye hicret edildiğinde bir mescit inşa edilir ve inşasında da Peygamber efendimiz bizzat çalışır. Bu mescitte namaz kılmak bir umre sevabına eşdeğer. Kuba mescidi Kuran-ı Kerim’de de zikrediliyor.
Okçular tepesine doğru tırmanıyoruz. Bugün bu topraklara gelen çok sayıda Müslüman Uhud Savaşında çok stratejik bir nokta olan Okçular tepesini ziyaret ediyor ve şehitlere dualar ediyorlar. Okçular tepesinin hemen yanında Seyyid-üs Şüheda, şehitlerin Efendisi Hz. Hamza ve şehit düşen diğer sahabelerin kabirleri var.
Mescid-i Nebevi İslam’ın 3 önemli mescidinden biri. Aynı zamanda Peygamber Efendimizin mübarek kabirlerinin bulunduğu mescit. Dünyanın her köşesinden, renkleri, dilleri, ırkları farklı yüz binlerce insan akın ediyor Mescid-i Nebevi'ye. Peygamberimiz (s.a.v.) "Benim şu mescidimde kılınan bir namaz, Mescid-i Haram haricinde diğer mescitlerde kılınan namazlardan bin kat hayırlıdır." buyuruyor.
Hz. Muhammed (S.A.V.)’ in kabri şerifleri yeşil kubbenin altında. Peygamber Efendimiz'i selamlamak için Bab-üs Selam'dan yani Selam kapısından içeriye giriyoruz. Müthiş bir kalabalık var. Selamlamaya kadar geçen sürede herkes Efendiler Efensine Salat-ü Selam getiriliyor. Essalat-ü Vesselamü Aleyka Ya Rasülallah, Essalat-ü Vesselamü Aleyke ya Habiballah, Esselatü Vesselamü Aleyke ya Emine Vahyilleh. İnsanların en hayırlısı, Peygamberler peygamberi Hz. Muhammed SAV. Efendimizin mübarek kabilerinin tam önüne gelince Peygamber Efendimize selam veriyoruz. Essalemü Aleyke Ya Rasülallah. Efendimizin mübarek kabirlerinin hemen yanı başında İslamın ilk halifesi Peygamberimizin en yakın arkadaşı Hz. Ebu Bekir'i Sıddık r.a selamlıyoruz. Ardından da ikinci halife, adaletiyle nam salmış Hz. Ömer'e selam veriyoruz. Selam Kapısında Osmanlı Tuğramızı görüyoruz. Osmanlı Devleti bu topraklara özellikle Harameyn'e çok hizmetlerde bulundu. Bugün bunların izlerine çok yerde rastlıyoruz.
Mescid-i Nebevi'nin hemen yanındaki kabristanın adı Cennet-ül Bakı'. Burası 10.000 civarında sahabenin bulunduğu bir Kabristan.
Kuran-ı Kerim matbaasına geliyoruz. Yılda 13 milyon civarında Kuran-ı Kerim nüshası basılıyor. Bu Kuran-ı Kerim nüshaları da dünyanın dört bir tarafına dağıtılıyor. Hem de ücretsiz olarak.
Medine tren istasyonunda hicaz demiryolunun raylarını görüyoruz. Hicaz demiryolu 1 Eylül 1900 yılında 2. Abdülhamit Han tarafından başlatılmıştır. Şam – Medine hattı 1908 yılında tamamlanmıştır. 2. Abdülhamit Hanın hedefinde İstanbul – Mekke arasında bu projeyi gerçekleştirmek vardı. Ancak 1909 yılında tahtan indirilince bu proje gerçekleşemez.
Zulhuleyfe Cami Medine’den Mekke’ye umre ya da hac için gidenlerin mikat noktası yani ihrama girilen yer. Hz. Muhammed (S.A.V.) de veda haccına giderken bu mikat noktasında ihrama girmiş ve namaz kılmıştı. Biz de ihram elbisemizi giydik. Namazımızı kıldıktan sonra telbiyelere başlıyoruz; “Lebeyk Allahumme lebeyk, lebeyke la şerike leke lebeyk, inne’l-Hamde ve’n-ni’mete leke ve’l-mülk, la şerike lek”
Ve Mekke'ye doğru yola çıkıyoruz. Yolculuğumuz telbiyeler getire getire devam ediyor. Mekke’ye vardığımızda dilimizde dualarla tavafımıza başlıyoruz. Tavaf, Hacer-i Esved köşesi hizasından başlayarak usulüne göre Kâbe’nin etrafında ibadet amacıyla yapılan yedi dönüş¬ten oluşur. Tavafımızın ardından iki rekat tavaf namazımızı kılıyoruz. Zemzemimizi içip ardından sa'yımızı yapıyoruz. Merve tepesinde saç tıraşı olup ihramdan çıkıyoruz. Böylece Umre ibadetimiz sona eriyor. Allah kabul etsin, Buralara gelmek için yanıp tutuşan tüm Müslümanlara da nasip etsin diyoruz.