İngiltere seyahatimiz tüm hızıyla devam ediyor. Bu hafta birbirinden farklı ve ilginç konularla ekranlarınıza misafir oluyoruz.
Bu köşede özgürce istediğinizi konuşabilirsiniz.
Başkent Londra’da Hyde Parkı geziyoruz. Bu park Londra’nın en büyük parkı. İçerisinde yapay bir gölünde olduğu park ziyaretçi akınına uğruyor. Bu parkta öyle bir köşe var ki yerli ve yabancı bir çok insanın ilgisini çekiyor. Speaker’s Corner düşüncelerini topluma özgürce anlatmak isteyen insanlarla dolu. İster dinleyicisi olsun ya da olmasın konuşmalar devam edip gidiyor burada.
Havada duran sokak sanatçılarına çok şaşıracaksınız!
Covent Garden Londra’nın en çok turist çeken mekanlarından bir tanesi. Sadece bir bastona tutunarak havada duran sokak sanatçılarını görüyoruz. Yerle temasını kesip havada duran bu sanatçılar turistlerin verdikleri paralarla geçimlerini sağlıyorlar. Bu ilginç görüntülere çok şaşıracaksınız.
İngilizlerin meşhur 5 çayının hikayesi Ayna’da.
İngiltere’de çay yetişmiyor. Çayın İngiltere’ye ilk girdiği tarih 1532. Çayın yetişmediği İngiltere’de meşhur “Afternoon tea” yani öğleden sonra çayı seremonisini başlatan kişi ise 19. Yüzyılda yaşamış Bedford Düşesi Anna Maria Russell. İngilizler çayı sütle içiyorlar. Çayın tadını güzelleştirmesi yanında sıcak olan çayı soğutma görevi de görüyor süt.
Doğu yarım küreden Batı yarım küreye 1 adımda geçiyoruz.
Greenwich’de kraliyet gözlemevinin bahçesinde çok önemli bir noktadayız. Burası sıfır meridyeninin olduğu nokta. Bu noktadan dünyanın en kısa seyahatini gerçekleştiriyor ve bir adımda yarım küreler arasında geçiş yapıyoruz.
1920 yılına kadar Oxford Üniversitesine bayan öğrenci alınmıyordu.
Dünyaca ünlü Oxford Üniversitesini geziyoruz. 38 tane kolejden oluşan Oxford üniversitesinin bahçelerinin hepsinde kilise, cami ve mescitler bulunuyor. İlginçtir ki Oxford üniversitesinin bünyesindeki 5 kolej 1974 yılına kadar da bayan öğrenci kabul etmemiş.
İngiltere 3. bölümümüzün fragmanını izlemek için tıklayınız: http://www.youtube.com/watch?v=6jhKyVHrtdI&feature=youtu.be