Ayna bu hafta sizleri Kuzey Afrika ülkesi Libya’ya götürüyor.
Libya’da benzin sudan ucuz.
Libya petrolden önce aslında fakir bir ülkeymiÅŸ. 1950’li yıllarda petrol bulunuyor ve ülke hızla kalkınmaya giriyor. Bugün Libya’nın ihracat gelirlerinin %95’i petrolden geliyor. Libya petrolü çok kaliteli ve çıkarma maliyeti de düÅŸük. Ülkede benzinin litresi 0.20 Dinar. Yani Türk parası ile 25 kuruÅŸ. Zengin petrol yatakları bu ülkeyi Afrika’nın en zengin ülkesi yapmış durumda.
Libya’da insanların alkollü içki içmesi ve uyuÅŸturucu kullanması yasak.
Çok sıkı bir ÅŸekilde takip söz konusu. Bu yasaÄŸa uymayanlar ister yerli olsun ister yabancı ciddi cezai müeyyidelerle karşı karşıya kalıyorlar. Gece hayatının hiç olmadığı bir ülke Libya.
Ecdadımız bu topraklarda yaklaşık 400 yıl kalmış.
BaÅŸkent Trablus’ta çok sayıda Osmanlı eseri var. Osmanlı Valisinin kaldığı El-Hamra Sarayını geziyoruz baÅŸkentte. Ä°spanya Granada’daki El Hamra Sarayından sonra ikinci bir El Hamra’yı geziyoruz dünyada. Sarayın içi oldukça sade ama saray görkemli. Avluya bakan duvarlarda çinili süslemeler var.
Trablus’un eski ÅŸehrinde Suuk-üt Türk, yani Türk çarşısını geziyoruz.
Çarşıda hareketlilik genellikle akÅŸamüzeri baÅŸlıyor. Çarşıyı dolaşırken Libya geleneksel elbiseleri satan bir dükkana giriyoruz. Elbise fiyatları 150 Libya Dinarından baÅŸlayıp, 4000 Libya Dinarına kadar çıkıyor. Biz de geleneksel Libya giysisini giyiyor ve baÅŸlıyoruz çarşıda dolaÅŸmaya.
Sabahın erken saatlerinde Trablus’un balık pazarını geziyoruz.
Burası çok farklı türde balıkları kendisinde barındırıyor. Balık pazarında mercanlar, palamutlar, lüferler, sardalyeler, tekirler, uskumrular ve daha adını bilmediÄŸimiz bir sürü balık çeÅŸidi vardı. Balık pazarının oldukça kalabalık olması dikkatimizden kaçmıyor. Ayrıca Trablus’a gelen turistlerinde uÄŸrak yerlerinden birisi olmuÅŸ burası. Özellikle sabah vakitleri turistler Akdeniz’den çıkan çeÅŸit çeÅŸit balıkları pazarda görme ÅŸansını yakalıyorlar.
Libya’nın 2. büyük ÅŸehri Bingazi’de de ecdadımızın izlerini görüyoruz.
Osmanlı’dan kalma büyük binayı görüntülüyoruz. Zamanında Osmanlı askerinin kullandığı bu binayı bugün Libyalılar müzeye dönüÅŸtüreceklermiÅŸ. Özgürlük meydanında iki Osmanlı Camisini görüyoruz. Her iki cami de tarihi. Atik Camii 1645 yılında yapılmış. Güzel bir camii burası. Osman Camii ismi verilen diÄŸer bir Osmanlı camisi ise 1800’lü yıllarda yapılmış. Ä°ki Osmanlı camisi yan yana bu meydanda.
Libyalılar çölün ortasına yapay bir göl yapmışlar.
Çölde yeraltından suyu çıkaran Libyalılar sulama amaçlı olarak yapay gölü yapmışlar. Adı da Büyük Ömer Muhtar Yapay Gölü. Yapay gölün çevresi 3.5 km lik yolla çevriliyor. Gölde 20 milyon m³ su bulunuyor. Çölü yeÅŸillendirecek dev bir proje bu.
“Ä°nsan Yapımı Nehir Projesi” Dünyanın önde gelen projelerinden.
“Ä°nsan Yapımı Büyük Nehir Projesi”nde 4 metre çapındaki dev beton borular yüzlerce kilometre döÅŸenmiÅŸ. Nehir toprağın üstünden deÄŸil de altından akıyor burada. Çölün altından çıkarılan içme suyu bu dev borularla büyük ÅŸehirler olan Trablus ve Bingazi’ye ulaÅŸtırıldığı gibi en küçük yerleÅŸim birimlerine dahi ulaÅŸtırılmış. Bugün Libya ÅŸehirlerinin kullandığı suyun tamamına yakını kuyulardan çıkan bu sular. Rezervuarlarda tutulan bu sular yüzlerce kilometre yol kat ediyor ve yerleÅŸim alanlarına ulaşıyor. Åžu ana kadar döÅŸenen boruların toplam uzunluÄŸu 4071 km. Bize kontrol ünitesinde bu dev projeyi anlatıyorlar. Libya gerçekten çok büyük bir iÅŸ baÅŸarmış ve çölün altındaki bu suyu mükemmel bir ÅŸekilde deÄŸerlendirmiÅŸ. Bunun için de hiçbir harcamadan kaçınmamış.
Leptis Magna dünyanın en güzel roma kentlerinden biri.
Dünyanın en iyi korunmuÅŸ antik kentlerinden Leptis Magna. Akdeniz’in kıyısına kurulmuÅŸ 2 bin yıllık bir ÅŸehir burası. UNESCO’nun Dünya Mirası Listesinde. 2 bin yıl önce veba hastalığından dolayı insanlar tamamen ölmüÅŸ bu ÅŸehirde.