Ayna bu hafta İrlanda’yı geziyor sizler için. Yine heyecanla izleyeceğiniz bir dosya hazırladık sizlere. İrlanda’nın en büyük ve en gelişmiş şehri Dublin’den ilginç manzaralar sizleri bekliyor...
İrlanda’da 2 resmi dil var.
İrlanda’da hem İngilizce hem de Galce konuşuluyor. Tabelalarda da çift dil var ülkede. Yıllarca İngiltere hakimiyetinde kalmasının sonucu bu. Ulusal olan tek bir Galce gazete var. Radyo ve TV’lerde de Galce yayın yapan kanallar olsa da baskın dil İngilizce.
121 m yüksekliğindeki çelik anıt Dublin’in sembollerinden.
Spire isimli çelik anıt 2003 yılında bitirilmiş. Anıt şehrin çoğu yerinden görülebiliyor. Yaklaşık 4 milyon EURO’ya mal olduğu söylenen anıt ülkenin ekonomik büyümesini sembolize ediyor.
Phoenix Park Avrupa'nın en büyük parklarından.
Park 1662 yılından beri insanlara hizmet veriyor. Dublin'in merkezinde yer alan bu park insanların nefes aldığı, şehrin gürültü ve stresinden uzak muhteşem bir park. İrlanda bol yağış alan bir ülke. Bu yüzden her taraf yemyeşil. Kimi İrlandalılar bu yağmura o kadar alışkın ki yürüyüşlerine bile ara vermiyorlar. Yağmura rağmen koşan, bisiklet süren, spor yapan ve köpeğini gezdirmeye çıkan o kadar çok insan var ki parkta.
Avrupa’da kiraların en yüksek olduğu sokak Grafton sokağı.
Dünyaca ünlü markalara ait ürünlerin satıldığı lüks mağazalar birbiri ardına sıralanıp gidiyor sokakta. Trafiğe kapalı sokak özellikle hafta sonları insanlarla dolup taşıyor. Sokak müzisyenleri kendi hünerlerini göstermek için adeta yarışıyorlar. Sokak her köşe başında farklı aktivite yapan insanlarla dolu.
Öncesinde kilise sonrasındaysa bar ve lokanta.
18. yüzyılın başında yapılan St Marry kilisesi günümüzde ilk yapılış amacı haricinde bar ve lokanta olarak kullanılıyor. Hristiyanların ibadet maksatlı yaptıkları binada bugün içki servisi yapılıyor. Başkent Dublin'de 900 civarında Pub yani birahane var. İrlandalılar bira ve içkiye oldukça düşkün bir millet. Temple Bar diye adlandırılan bölge içkili mekanlarla dolu.
Hem kara hem de deniz otobüsü!
Şehirde arzu edenler bir de Viking turu yapabiliyorlar. Şehrin önemli noktaları yerinde anlatımla gezdiriliyor bu turda. Turun en ilginç kısmı ise karada giderken birden kendimizi suyun içinde bulmamız. Karada hareket eden araç suda seyir için de özel olarak tasarlanmış. Bu sefer cadde ve sokaklar yerine üzerimizde can yelekleri Büyük Kanalda seyahat ediyoruz. İnsanlar şehir manzarasını bir de kanaldan görme imkanına kavuşuyorlar.
Şehrin ortasındaki koca parkı yalnızca belirli kişiler kullanabiliyor.
Başkent Dublin’de koca park kilitli. Bu parka yalnızca parkın etrafındaki ev ve işyerleri sahipleri girebiliyormuş. Georgian Park'ın olduğu bu bölgede evlerin, apartmanların kapıları da ilgimizi çekiyor. Rengarenk kapılar var burada. Yeşil, Mavi, Siyah, Kırmızı. Renkli kapıların hikayesini Ayna’da izleyebilirsiniz.
İrlanda’nın en büyük stadındayız.
İrlanda’da hurling ve gaylic futbolu çok popüler. Bu yüzden özel statlar yapmışlar. Croke Park Stadium Avrupa’nın 4. Büyük stadı. Bu stadın çatısına şehri seyretmek için yürüyüş yolu bile yapmışlar.
İrlanda bölümümüzün fragmanını izlemek için tıklayınız: http://www.youtube.com/watch?v=7Rlu_74bws8&feature=youtu.be