Bosna Hersek’ten farklı karelerle ekrana geliyoruz bu hafta. Şehirler arası yolculuk yapıyoruz bu ülkede.
Kuzu çevirmeler akarsu yardımıyla pişiyor.
Yolculuğumuz boyunca kuzu çevirme mekanlarına rastlıyoruz. Pişirmek için de çok güzel bir düzenek kurulmuş. Çarka takılmış kuzular, akarsu tarafından döndürülüyor. Yavaş yavaş odun ateşinde pişiyor etler. Bu gelenek ise Osmanlıdan kalma onlara.
Ayna Programı olarak Tito’nun sığınağını görüntüleyen ilk televizyon ekibiyiz.
Josip Broz Tito’nun olası savaşa karşı yaptırdığı, kimyasal silahlara karşı dayanıklı sığınağını geziyoruz. Sığınakta her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş. O günün en gelişmiş kriptolu iletişim araçları, gerekli olan su ve arıtma cihazları, stok gıdalar, yatakhane, toplantı salonları, yönetim odası, yakıt tankları, elektrik üreten jeneratörler ve merkezi klima. İnsanın inanası gelmiyor ama sığınakta kocaman bir de konferans salonu var. 350 kişi 6 ay dışarıdan yardım almadan bu sığınakta yaşayabiliyor. Sığınağı gezerken Tito’nun yatak odası ve çalışma odasını da görüntülüyoruz. İzleyince çok şaşıracaksınız…
25 m yüksekliğindeki Mostar köprüsünden atlamak bir gelenek.
Mostar şehrine geliyoruz. Osmanlılar tarafından yapılan Mostar köprüsü 1993 yılında Hırvatlar tarafından yıkılır. Bir Türk şirketi tarafından yeniden inşa edilen köprünün açılışı 2004 yılında yapıldı. Ayna Programı için Ermin köprüden bir atlayış gerçekleştiriyor. Günümüzde bu atlayışlar turistik amaçlı yapılıyor ve atlama başına da 25 ila 50 Euro arasında para alıyorlar. Geleneğe göre ise şehrin erkekleri, nişanlılarına cesaretlerini ispatlamak için düğün öncesinde köprüden atlarlarmış.
Buna nehrinin kaynağındayız.
Yüzyıllardır akan Buna nehrinin kaynağını görüntülemek için dağın içerisindeki mağaradan ilerliyoruz. Suyun kaynağı 20 km aşağıya kadar gidiyormuş. Geçtiğimiz senelerde 700 metresine kadar dalan Fransız dalgıç ölmüş bu kaynakta. Dar geçitlerde ilerlemeye çalışan dalgıç'ın 1 saat sonra cesedini çıkarmışlar Buna'nın kaynağından.
Blagay Tekkesi 250 metre yükseklikte sert kayanın dibine kurulu.
Tekke'nin içi oldukça sade ve zarif. Gelen misafirler burada manevi bir ilkime girdiklerini hissediyorlar. Şırıl şırıl su sesi bir dönem hastaların tedavisinde kullanılmış. Restorasyon ve düzenleme sonucunda çok daha güzel bir mekan olmuş Blagay tekkesi. Tekke mimarisine uygun odalarda dinlenebilir, lezzetli yemeklerinin tadına bakabilir ve Bosna’ya has hediyelik eşyaların satıldığı bölümden alışverişinizi yapabilirsiniz.
Bosna Hersek 2. bölümümüzün fragmanını izlemek için lütfen tıklayınız: http://www.youtube.com/watch?v=SlZ3_XT4nho