Ayna bu hafta Afrika kıtasında seyahat edip, ilginç görüntüleri ekranlarınıza getiriyor.
Demokrtaik Kongo’da Gözümüzün önünde kurdu canlı canlı yiyor bir müÅŸteri.
Tezgahtaki kurtların 4 tanesi yarım Dolar. Bu kurtlar genelde Palmiye aÄŸaçlarının köklerinde bulunurmuÅŸ. Satın almak için gelen müÅŸteri canlı canlı kurdu midesine indiriyor oracıkta. Satıcı bayan da canlı termit karıncaları aÄŸzına atıyor. Net olan bir ÅŸey var; Kongo insanının damak tadı oldukça farklı.
FildiÅŸi Sahilleri’nde derede profesyonel çamaşır yıkayıcıları, hepsi de erkek!
Banco isimli derede onlarca insan çamaşır yıkıyor. Aslında onlar mesleklerini icra ediyorlar. Åžehirden çamaşırları toplayıp kirli ve bulanık derede çamaşırları köpürterek yıkıyorlar. Ardından otoyolun hemen kenarındaki çimlerin üzerine sererek kurutuyorlar. Kuruyan çamaşırları toplayıp, ütüleyerek sahiplerine teslim ediyorlar.
Etiyopya’da dudaklarında tabla takan Mürsi kabilesi
Harar’ı geride bırakıp ülkenin güneyine Sudan sınırına doÄŸru yola çıkıyoruz ÅŸimdi de. Mürsi kabilesinin yaÅŸadığı topraklar buralar…Mürsi kadınlarının bambaÅŸka bir güzellik anlayışı var. Kabilenin önde gelen ailelerinin kızları ergenlik çağına geldiklerinde dudaklarını delerek buraya bir tabla yerleÅŸtiriyorlar. Küçük bir tabak büyüklüÄŸündeki tablayı dudaÄŸa yerleÅŸtirebilmek için önce alt dudak sivri bir cisimle deliniyor. Açılan yaranın iyileÅŸmesi engelleniyor ve yara zamanla daha da büyüyüp tablanın yerleÅŸebileceÄŸi hale geliyor. Alt dudakların akıbetine kulaklar da maruz kalıyor ve kulaklarda da büyük delikler oluÅŸturuluyor.
Mali’de inÅŸaatlarda kullanılan kum nehirden çıkarışıyor
BaÅŸkent Bamako’da inÅŸaatlarda kullanılan kumun tamamı Nijer Nehri’nden çıkarılıyor. Nehirden kum çıkarma iÅŸi tamamen insan gücüyle yapılıyor. Ä°nsanlar kayıklarla nehirde açılıyor, suya dalarak dipten kumu kovayla çıkarıp kayığa yüklüyor. Dolan kayık kıyıya getiriliyor ve eÅŸek arabalarıyla inÅŸaatlara taşınıyor ve Nijer Nehri her gün aynı manzaraya tanıklık ediyor.
Orta Afrika’da bir pigme köyünü ziyaret ediyoruz
BaÅŸkent Bangui’den Pigmelerin yaÅŸadıkları köye gitmek üzere yola çıkıyoruz. 21.yüzyılda ormanlarda ilkel hayatlarını sürdüren Pigmeler. Pigme köyünde gündüz saatlerinde pek erkeÄŸe rastlanmıyor. Avlanmak üzere ormana gidiyor erkekler..Kadınlar bir yandan çocuklarıyla ilgileniyor bir yandan da ormandan topladıklarıyla ateÅŸte yemek piÅŸiriyorlar. Rastladığımız küçük bir çocuksa Orta Afrikalıların etten bile daha çok sevdiÄŸi küçük aÄŸaç kurtlarını taşıyor başında. Bu ilkel köyde gördüÄŸümüz dispanser ve okulsa Hıristiyan misyonerlere ait. Pigmelerin köylerinden ayrılırken köyün çocukları bizi yaktıkları ateÅŸin etrafında dans ederek uÄŸurluyorlar.
