Ayna kıtalararası gezmeye devam ediyor. Bu hafta Amerika’ya doğru uzanıyor ve dünyanın en meşhur şehirlerinden birine, New York’a gidiyoruz.
Times Square Amerika’nın en meşhur meydanı
Meydan adını eskiden binasının olduğu New York Times gazetesinden alır. Gösterişli iş merkezleri, oteller, eğlence yerleri, Broadway showlarının yapıldığı salonlar ve çok sayıda turist var bu meydanda. Times Square’i gezmenin en güzel zamanı akşam vakti. Meydanın etrafında binaların duvarlarına monte edilmiş dev ekranlar ve rengârenk ışıklar aydınlatıyor etrafı. Animasyonlu dijital reklam tabelalarıyla tam bir ışık cümbüşüne dönüyor meydan. Bu yüzden akşam vakti kalabalık daha da artıyor burada. Gündüz hareketliliğin hiç bitmediği bu meydan da gece de sabaha kadar hayat devam ediyor. Bu yüzden New York’a “Hiç Uyumayan şehir” diyorlar.
Özgürlük Heykeli, Fransızların ABD’ye hediye ettiği dev bir heykel
Heykelin yerden meşaleye kadar yüksekliği 93 m. Özgürlük Heykeli’nin resmi açılışı 1886’da yapılmış. Dünyanın her köşesinden insan Özgürlük Heykeli’nin önünde fotoğraf çektirmek için adeta birbirleriyle yarışıyor.
New York’un meşhur Hot Dog’unu Mısırlılar yapıyor
Manhattan’ın her köşe başında Hot Dog satılıyor. Hot Dog yani sosisli sandviçi çok seviyor New Yorklular. Turistler arasında da çok rağbet görüyor.
Dakikalarca taksi bekleme olayı sıradan bu şehirde
New York’un değişmezlerinden birisi de bu sarı taksiler. Bu şehirde eğer duraktan çağırmazsanız cadde ve sokakta uzun süre taksi bekleme ihtimaliniz çok yüksek. Taksiler genelde dolu. Yağmurlu havalarda taksi bulma ihtimali ise daha da azalıyor. Ayrıca Ramazan ayı iftar saati New Yorklular taksi bulmakta oldukça zorlanıyorlar. Çünkü taksi şoförlerinin çoğu Pakistan, Hindistan ve Bangladeş gibi ülkelerden gelen Müslümanlardan oluşuyor.
New York metrosu dünyanın en meşhur metrolarından bir tanesi
100 senelik bu metro günde 5 milyon yolcu taşıyor. Biz de New York metrosunda seyahat ediyoruz. Özellikle sabah ve akşam saatlerinde metroda bırakın oturmayı ayakta duracak yer kalmıyor. Yıllar önce kazılmış ve kilometrelerce uzayıp giden tüneller şehrin her tarafına yolcuları ulaştırıyor. Metro New York trafiğini ciddi anlamda rahatlatıyor.
Şehrin ortasında yemyeşil dev bir park
Central Park 843 hektar büyüklüğünde. Yani 8 bin 430 dönüm. Şehri planlayanlar tarafından sonradan oluşturulmuş çok büyük bir park burası. Dünyanın toprak bakımından en küçük devletlerinden ikisi olan Vatikan ve Monaco’dan daha büyük bu park. Park o kadar büyük ki içerisine dev yapay göller bile kurulmuş. İşte böylesine büyük olan Central Park New Yorkluların nefes alma yeri, şehrin akciğeri.