Ayna bu hafta dünyanın çok farklı köşelerinden seslenecek sizlere.
Kuzeyin ismini bildiğimiz ama kendisini pek tanımadığımız ülkesi Finlandiya ile başlıyoruz Dünya seyahatimize.
Başkent Helsinki büyük parklara sahip yemyeşil bir şehir. Biz de o parklardan birisindeyiz. Parklar Helsinkililerin nefes aldığı mekânlar. Bir tarafta ailesiyle gezip dolaşanlar bir tarafta spor yapanlar bir tarafta da köpeğini gezdirenler var. Köpeğinizin tasmasız özgürce dolaşmasını isteyenler için parklarda sadece köpeklerin ve sahiplerinin girebildiği kısımlar var. Buralarda hem köpekler diğer köpeklerle dilediklerince koşup oynuyor hem de sahipleri onların peşinden koşmak zorunda kalmıyor.
Hayvan sever Finlandiyalıları düşünen bir başka uygulama daha görüyoruz; hayvan mezarlığı. Kedisi ve köpeği ölen Finlandiyalılar onları bu mezarlara gömüyor ve sık sık da ziyaret ediyorlar. Mezarlar bir insan mezarından farksız; ölen tüm hayvanların isimleri, doğum ve ölüm tarihleri mezar taşlarına yazılmış. Ülkede hayvan sevgisi o kadar fazla ki mirasını hayvanına bırakanlar bile varmış.
Batı Afrika’nın küçük, renkli ülkesi Gana’ya uçuyoruz.
Güneyi okyanus serinliğini, kuzeyi çöl sıcağını yaşatıyor bu ülkenin. Kumasi-Akra arası karayolunda pompası kol gücüyle çalışan benzin istasyonunu görüntülüyoruz.
Afrika’nın kavurucu sıcağını geride bırakıp, kutupların dondurucu soğuğunu hissediyoruz şimdide. Dünyanın kuzeyinde, kutuplarda, Grönland’dayız.
Buzdağlarını yakından görmek üzere Disko Körfezi’nde tekne turuna çıkıyoruz. Burası her gün 20 milyon ton buz üretiyor. Körfezde dev buz dağları yüzüyor. Buzdağlarının yüzeyde görünen bu kısımları sadece % 10’unluk kısmını teşkil ediyor. Tekne, önündeki buz kütlelerini kırarak ilerliyor. Daha soğuk havalarda suyun yüzeyi tamamen buzla kaplanıyormuş.
Uçağımızın rotası şimdi de Orta Amerika’ya yöneliyor ve Meksika’ya geliyoruz.
Dünya’da çok soslar görmüştük ama kurtlu sos hiç görmemiştik.
Başkentte Meksikalı bir aileye akşam yemeği için davetliyiz. Kilosu 1200 $ lık kurtlarla yapılan Salsa de Gusanos Meksikalılar için çok özel ve değerli bir sos. Pina Hanım bize bu kurtlu sosun tarifini yaparak anlatıyor. Mangalda pişirilen kurtlar, yeşil domatesler ve acılı biberler taş bir kabın içerisinde sarımsakla beraber iyice dövülüyor. Hazırlanan kurtlu sosu mısır ekmeğinin içine sürüp dürüm yaparak yiyorlar Meksikalılar. Bizim için hazırlanan masada kurlu sos da yerini alıyor. Neler yok ki bu masada; mısır çorbası, kavrulmuş çekirge ve değişik soslar…
Meksika’dan ayrılıyor, uzak doğunun incisi Malezya’ya geliyoruz.
Ayna ile Malezya’da Hint Okyanusunun derinliklerinden çıkarılarak tedavi amaçlı kullanılan bitki Gamat’ı tanıyacaksınız.Yurtiçi ve yurtdışından çok sayıda insan tarafından talep edilen gamat tam 19 farklı alanda kullanılıyor.
Dünya seyahatimizin son durağı Umman.
Ocak ayı Muskat’ta festival ayı. Gündüz sıcak olduğu için gece yapılan kutlamalarda tam bir bayram havası esiyor. Bir yandan Umman’ın farklı yörelerine ait halk oyunlarından örnekler sunuluyor, diğer yandan da Umman kültürünü yansıtan unsurlar sembolik olarak canlandırılıyor. Kimisi el değirmeni döndürüyor, kimisi ip eğiriyor, kimisi örsle ateşi daha da kor hale getiriyor, kimisi de Umman takkesi Kumma’yı yapıyor. 21. yüzyılın modern Umman’ından bir an için sıyrılıveriyor, ziyaretçiler.