Ayna olarak bu kez Arap yarımadasına doğru bir yolculuğa çıkıyoruz. İsmini çok duymuş olsak da pek tanımadığımız bir ülke Umman. Yarımadanın en büyük üçüncü toprak parçası. Bu büyük çöl ülkesinde hiç nehir ve göl yok. Petrol ve doğalgazsa elektrik üretimi için kullanılacak kadar çok.
1960’lı yıllarda petrol bulunana kadar oldukça fakir bir ülkeyken 1967 yılında petrol ihraç edilmeye başlanmasıyla ülkenin çehresi de değişmeye başlamış. Doğalgaz sektörü de ülkenin en gelecek vaat eden sektörlerinden. Umman’da bütçe gelirinin % 74’ü petrol ve doğal gazdan elde ediliyor.
Petrolün getirdiği zenginliğin etkisi kendini her yerde hissettiriyor. Hemen herkesin en az bir arabasının olduğu ülkede caddeler lüks otomobillerle dolu.
Petrolün bir gün biteceğini bilen Ummanlılar turizm alanında da önemli yatırımlar yapıyor. Kış tatilleri için çok cazip bir ülke olan Umman festivalleriyle de turistlerin ilgisini çekmeyi başarıyor.
Monorşi ile yönetilen ülkenin resmi adı Umman Sultanlığı. Birçok sarayı bulunan sultanın özellikle Kars’ul Alem isimli ana sarayı her yıl turist akına uğruyor.
Dağlarla çevrili başkent Muskat, dünyanın en temiz ve düzenli şehirlerinden biri. Sıcaklığın kışın bile 25 derecenin altına düşmediği ülkede öğle saatlerinde sokaklarda insan görmek imkânsız hale geliyor.
Başkent Muskat’ı geride bırakıp Sinav isimli yerleşim bölgesine doğru yol alıyoruz.
Sinav’da ilk olarak bir halk pazarını görüntülüyoruz. Hemen her pazarda gördüğümüz sebze ve meyveler bir yana bizim ilgimizi en çok kurutulmuş halde satılan küçük köpek balıkları çekiyor.
Son olarak Umman meclisinin iki kadın milletvekilinden biri Rahila AL-RİYAMİYA ile ve Türkiye Umman Büyükelçisi Engin TÜRKER ile yaptığımız röportajlar ekrana gelecek.